Şarkıcı Güllü’nün ölümüne ilişkin soruşturmada kızı ifade verdi: “Annemle husumetim yoktu”
Yalova’da “Güllü” adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut’un hayatını kaybetmesine ilişkin yürütülen soruşturmada, kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı.
Yalova’da “Güllü” adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut’un hayatını kaybetmesine ilişkin yürütülen soruşturmada, kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı. Gülter, “Bir dönem çok bunalmıştım, sinirle ‘kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim’ şeklinde mesajlar attım ama bunlar eskiydi. Annemle aramızda hiçbir husumet yoktu” dedi.
Olay, 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi’nde bulunan apartmanın 5. katındaki kapalı terasta meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, “Güllü” adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut, kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Gül Tut’un kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in ifadesi alındı.
“Yeter artık ben kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim, bu çilem ne zaman bitecek benim”
“Güllü” adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut’un kızı Tuğyan Ülkem Gülter ifadesinde, “Medyada çıkan benim bir tanıdığımla yaptığım mesaj içeriklerinin aslını anlatmak isterim. Şöyle ki ben annemle yıllardır birlikte yaşıyorum. Ancak haziran ayında annemle aramızda bir tartışma çıkmıştı. Bu tartışmanın konusu benim nişanımla ilgili bir husustu. Tartışınca ben de anneme dargındım ve annemin evinden ayrılıp Çınarcık’ta yaşayan arkadaşım Sultan’ın yanında geçici olarak kaldım. Tam 21 gündü. Bu süreçte de annemi ve beni yakından tanıyan aile dostumuz olan Bircan D. ile dertleşmek amacıyla konuşuyordum. Mesajlaşmalarımız da olmuştu. Bu mesajlar da hatırladığım kadarıyla, ‘Yeter artık ben kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim, bu çilem ne zaman bitecek benim’ şeklinde mesajlar atmıştım. Bir süre sonra hatta hatırladığım kadarıyla 3 ya da 4 gün sonra kardeşim Tuğberk beni annemle barıştırmak için vesile oldu. Hatta Çınarcık’ta bir plajda kızım, kardeşim, Çiğdem abla da yanımdayken annemle birbirimizden karşılıklı özür diledik ve ben plajdan sonra da annemin arabasına binerek annemin evine döndüm ve birlikte yaşamaya devam ettik. Bu dargın olduğumuz süreç içerisinde annem de beni arayarak alkolün etkisiyle bana ‘Eve gelme seni istemiyorum. Gelirsen KADES’e basarım seni öldürürüm” gibi sinirle söylenen sözler söylüyordu. Hatta küfür ediyordu. Biz annemle ara ara tartıştığımızda sinirle birbirimize bu tür laflar ediyorduk. Çünkü annem özellikle alkol alınca sinirlenen biriydi. Sinirlenince de alkolün etkisiyle ne konuştuğunu bilemezdi. Bu tarz incitici veya tehditvari sözler söyleyince ben de sinirlenirdim” dedi.
“Bircan ile yazıştığım mesajları Ferdi A. telefonla kayda alıyor ve bunu televizyonlara veriyor”
İfadesinin devamında Gülter, “Annemin son dönemdeki çıktığı mekanın işletmecisi olan Ferdi A. hakkımızda sosyal medyada ya da televizyonda çeşitli iddialarda bulunmaktadır ve bir şekilde bizim aile dostumuz olan normalde evlere temizliğe giden bu magazinel olaylarda alakası olmayan Bircan D.’ye telefonla ulaşmış. Beni tanıyıp tanımadığını sormuş. Bircan da, ‘Evet tanıyorum hatta çok yakınız’ demiş. Ferdi de, ‘Ben sana inanmıyorum madem bu kadar yakınsınız mutlaka mesajlaşmışsınızdır. Bana ikinizin arasındaki mesajları, ekran resmi alıp bana gönder ben inanayım görüştüğünüze’ diyor. Bircan abla da ekran resmini kabul etmiyor. Bunun üzerine Ferdi abi de ‘O zaman ben sana tarif edeyim mesaj kısmına gir ekran yansıt ben de o şekilde göreyim’ diyor. O esnada görüntülü konuşuyorlar ve Ferdi ekran kaydı alıyor. Bu şekilde benim yukarıda bahsettiğim Bircan ile yazıştığım mesajları kendisi telefonla kayda alıyor ve bunu televizyonlara veriyor. Sanki bu mesajları ben yeni yazmışım gibi yansıtıyor ve annemin aslında düşündüğü birisi tarafından öldürüldüğünü iddia ederek hakkımızda isnatlarda bulunuyor. Mesajlar benim çok kırıldığım bir dönemde Bircan ablayı çok yakın bulmamdan kaynaklı attığım mesajlardır. Zaten annemle bu mesajlardan birkaç gün sonra barışmıştık. Ben bir de yine Çınarcık’ta oturan soyadını hatırlamadığım ama benim tanıdığım Bircan ablanın da arkadaşı olan biri vardı. Adı Çağrı idi. Annemle bu dargın olduğum süreçte Bircan ablayla birlikte Çağrı abi de bana yardımcı olmuştu. Belki Bircan’a attığım bu mesajların benzerini Çağrı abiye de atmış olabilirim ama hatırlamıyorum. Onun dışında ben başka kimseye annemle ilgili bu tarz sözler söylemedim. Annemle herhangi bir husumetim yoktur. Zaman zaman anne kız tartışması her evde olduğu gibi bizde de olurdu. Zaten o tartışmamızdan sonra da birlikte aynı evde yaşamaya başladık. Hatta Çiğdem abla da bu duruma şahittir. Yine televizyon programına çıkan Başak M.’yi ben 2-3 kez görmüştüm. Annemin arkadaşının kız kardeşidir. Annemle de zaman zaman görüşmüşlerdi. Ancak son 1 buçuk yıldır annemin arkadaşı olan Tuğkan M. ve onun kız kardeşi Başak ile görüşmüyorlardı. Başak, televizyona çıkarak annemin benim ve kardeşim tarafından işkence gördüğünü iddia ediyor. Ancak bu iddiaların hepsi asılsızdır. Böyle bir şey söz konusu değildir. Hatta Başak bizim Çınarcık’taki evimizin çok eski zamanlarını bilir” dedi.
“Güm diye bir ses duydum, arkamı dönüp cama doğru baktığımda annem yoktu”
Olay gecesi annesinin çok alkollü olduğunu anlatan Gülter, “Bizim odamıza geldiğinde biz ayaktaydık. Ben söylediğim gibi annem odamıza geldiğinde biz ortada Sultan’la ayakta oynuyorduk. Annem de bizimle oynadı. Hatta Sultan’ı da oynatmaya çalıştı. Sultan’la bir süre oynamaya çalıştılar. Hatta ben anneme, ‘Anne kız Roman havası oynamayı bilmiyor’ dedim. Biz oynarken gülüştük. Hatta annem ‘Vallahi şahanesiniz’ diye bir laf söyledi. Bir süre sonra ben gardırobun yanında arkam cama dönük şekilde oynarken annemin yanımdan oynayarak arkama doğru geçtiğini fark ettim. Ancak ben dönüp bakmadım oynamaya devam ediyordum. Sonra ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum. Sanki güm diye bir ses duydum. Arkamı dönüp cama doğru dönüp baktığımda kaldım ama annem yoktu. Annemin düştüğünü anlayıp hemen telefonla yatağımın üzerinden alıp Sultan’a da koş diyerek kapıdan dışarıya çıktık. Olay böyle oldu. O sırada Sultan da oynamayı bırakıp gardırobun aynasından dikişlerine bakıyordu. Sultan 30 Ağustos’ta kısa bir süre önce kaza geçirdiği için halen dikişleri tazeydi ve hatta cam kırıkları çıkmaya devam ediyordu. O yüzden sürekli olarak dikişlerine bakıyordu. Her bulduğu fırsatta telefonundan veya aynadan bakıyordu. Ben tam Sultan’ın önüme denk gelecek şekilde ayaktaydım. Sultan tam benim önümde aynaya bakıyordu annem benim yanımdan geçtiği sırada. Hatırladığım kadarıyla ben annemin düşüş anında sadece tek bir ses duydum ve o sese binaen arkamı dönüp baktım ancak baktığımda annem yoktu” ifadelerini kullandı. – YALOVA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3-sayfa


